Prof. Dr. Serbülent Gökhan Beyaz

Trigeminal Nevralji

Trigeminal Nevralji

Klinik Sendrom
Trigeminal nevralji, birçok hastada beyin sapından çıkarken trigeminal kökü sıkıştıran kıvrımlı kan damarları nedeniyle oluşur. Akustik nöromlar, kolesteatomlar, anevrizmalar, anjiyomlar ve kemik anormallikleri de sinirin sıkışmasına neden olabilir. Trigeminal nevraljinin neden olduğu ağrının şiddeti, yalnızca küme baş ağrısıyla rekabet eder. Kontrol edilemeyen ağrı intiharla ilişkilendirilmiştir ve bu nedenle acil olarak tedavi edilmelidir. Ataklar, diş fırçalama, tıraş etme ve yıkama gibi yüzle temas içeren günlük aktivitelerle tetiklenebilir. Çoğu hastada ağrı ilaçlarla kontrol edilebilir. Trigeminal nevraljili hastaların yaklaşık % 2 ila% 3’ünde multipl skleroz da vardır. Trigeminal nevraljiye tic douloureux da denir. Trigeminal nevralji, trigeminal sinir tarafından sağlanan yüzün bölgelerini etkileyen epizodik ağrıya neden olur. Vakaların % 97’sinde ağrı tek taraflıdır; iki taraflı meydana geldiğinde, her iki tarafta da sinirin aynı dalının etkilenmesi söz konusudur. Sinirin ikinci veya üçüncü dalı çoğu hastada etkilenir ve ilk dal % 5’den daha az etkilenir. Tek taraflı vakaların % 57’sinde ağrı yüzün sağ tarafında gelişir. Ağrı, birkaç saniyeden 2 dakikaya kadar süren elektrik çarpmasına benzer paroksizmler ile karakterizedir. Başlangıçtan zirveye ilerleme aslında anlıktır. Trigeminal nevraljili hastalar, tetiklenen alanlarla herhangi bir temastan kaçınmak için çok çabalarlar. Aksine, temporomandibular eklem disfonksiyonu gibi diğer yüz ağrısı türleri olan kişiler, etkilenen bölgeyi sürekli ovma veya ona sıcak veya soğuk uygulama eğilimindedir. Kontrolsüz trigeminal nevraljisi olan hastalar, ağrının hızlı kontrolü için sıklıkla hastaneye yatış gerektirir. Ataklar arasında hastalar nispeten ağrısızdır. Şiddetli ağrı azaldıktan sonra kalan hafif bir ağrı, sinirin yapısal bir lezyon tarafından kalıcı olarak sıkıştığını gösterebilir. Bu hastalık, multipl skleroz ile ilişkili olmadığı sürece 30 yaşın altındaki kişilerde neredeyse hiç görülmez. Trigeminal nevraljili hastalar, akut ataklar sırasında yüksek seviyelerde üst üste binen anksiyete ile birlikte, sıklıkla şiddetli depresyona (bazen intihara meyillidir) sahiptir. Bu sorunların her ikisi de, genellikle ağrılı dönemlere eşlik eden uyku yoksunluğu nedeniyle daha da kötüleşebilir. Bir arada bulunan multipl sklerozu olan hastalar, bu hastalığın öforik demans özelliğini sergileyebilir. Doktorlar, trigeminal nevraljili kişilere, ağrının neredeyse her zaman kontrol edilebileceği konusunda güvence vermelidir.

Tedavi
İlaç Tedavisi

Karbamazepin, trigeminal nevraljide birinci basamak tedavi olarak kabul edilir. Aslında, bu ilaca hızlı bir tepki, esas olarak klinik teşhisi doğrular. Karbamazepinin güvenilirliği ve etkinliğine rağmen, bazı kafa karışıklıkları ve anksiyeteler kullanımını çevrelemiştir.Hastanın ağrı kontrolü için en iyi şansı olabilecek bu ilaç, bazen hatalı olarak kendisine atfedilen laboratuvar anormallikleri nedeniyle kesilmektedir. Bu nedenle, ilaca başlamadan önce tam kan sayımı, idrar tahlili ve otomatik kan kimyası profilinden oluşan temel ölçümler alınmalıdır. Ağrı kontrol dışı değilse, 2 gece yatmadan önce 100 ila 200 mg başlangıç ​​dozu ile karbamazepin yavaşça başlatılmalıdır. Hasta baş dönmesi, sedasyon, konfüzyon ve döküntü gibi yan etkiler konusunda uyarılmalıdır. İlaç, yan etkilerin izin verdiği ölçüde, ağrı giderilene veya toplam 1200 mg / gün doza ulaşılana kadar, 2 gün boyunca eşit olarak bölünmüş dozlarda verilen 100 ila 200 mg’lık artışlarla artırılır. Hayatı tehdit eden kan diskrazisi nadir olasılığından kaçınmak için laboratuvar parametrelerinin dikkatle izlenmesi zorunludur. Kan sayımı anormalliği veya döküntü ilk belirtisinde bu ilaç kesilmelidir. Karbamazepin alan hastaların izlenememesi felaket olabilir, çünkü aplastik anemi meydana gelebilir. Ağrı giderildiğinde, ilacın azaltılması düşünülmeden önce hasta en az 6 ay bu karbamazepin dozunda tutulmalıdır.Hasta hiçbir koşulda hekim bilgilendirlmeden ilaç dozunun değiştirilmemesi veya ilacın yeniden doldurulmaması veya kesilmemesi gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir.

Gabapentin
Karbamazepinin hastanın ağrısını yeterince kontrol edemediği nadir durumlarda, gabapentin düşünülebilir. Karbamazepinde olduğu gibi, tedaviye başlamadan önce başlangıç kan testleri yapılmalıdır ve hasta baş dönmesi, sedasyon, konfüzyon ve döküntü gibi olası yan etkiler konusunda uyarılmalıdır. Gabapentin başlangıç dozu 2 gece yatmadan önce 300 mg’dır. Daha sonra ilaç, ağrı giderilene veya toplam 2400 mg / gün doza ulaşılana kadar, yan etkilerin izin verdiği şekilde, 2 gün boyunca eşit olarak bölünmüş dozlarda verilen 300 mg’lık artışlarla artırılır. Bu noktada eğer hasta sadece kısmi ağrı rahatlaması yaşadıysa kan değerleri ölçülür ve ilaç 100 mg’lık tabletler kullanılarak dikkatlice yukarı doğru titre edilir. Nadiren 3600 mg / gün’den daha büyük bir doz gereklidir Baklofen
Baklofen, karbamazepin veya gabapentinden kurtulamayan bazı hastalarda değerli olabilir. Bu ilaçlarda olduğu gibi, baklofen tedavisine başlamadan önce temel laboratuar testleri yapılmalıdır ve hasta aynı potansiyel yan etkiler konusunda uyarılmalıdır. Hasta 2 gece yatmadan önce 10 mg’lık bir dozla başlar; daha sonra ilaç, ağrı giderilene veya toplam 100 mg / gün doza ulaşılana kadar yan etkilerin izin verdiği şekilde 7 gün boyunca eşit olarak bölünmüş dozlarda verilen 10 mg’lık artışlarla artırılır. Bu ilacın, zayıflık ve sedasyon dahil olmak üzere önemli hepatik ve merkezi sinir sistemi yan etkileri vardır. Karbamazepinde olduğu gibi, baklofen kullanılırken laboratuvar değerlerinin dikkatle izlenmesi gerekir. Kişileri bu ilaçlardan herhangi biriyle tedavi ederken, hekim, hastanın ilacın erken kesilmesinin veya kesilmesinin ağrının nüksetmesine yol açabileceğini ve bunun kontrol edilmesi daha zor olacağını bildiğinden emin olmalıdır.

İNVAZİV TEDAVİLER
Trigeminal Sinir Bloğu

Lokal anestezik ve steroid ile birlikte trigeminal sinir bloğu kullanımı, trigeminal nevraljinin ilaç tedavisine mükemmel bir tamamlayıcıdır. Bu teknik, ilaçlar etkili seviyelere titre edilirken ağrıyı hızla giderir. İlk blok, metilprednizolon ile kombine edilmiş koruyucu içermeyen bupivakain ile gerçekleştirilir. Daha sonraki günlük sinir blokları, benzer şekilde, ancak daha düşük bir metilprednizolon dozu kullanılarak gerçekleştirilir. Bu yaklaşım, şiddetli ağrıyı kontrol etmek için de kullanılabilir.