Prof. Dr. Serbülent Gökhan Beyaz

Teres Major Sendromu

Teres Major Sendromu

Klinik Sendrom
Teres majör kası, miyofasiyal ağrı sendromunun gelişimine duyarlıdır. Lateral skapula üzerine düşmelerin yanısıra motor kazalarında ya da spor yaparken sürekli Teres majör kasının esneme, gerilme ve darbeye bağlı yaralanmaları teres majör sendromunun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ayrıca tekrarlandığı ne zaman olduğu gibi yukarı ve arkaya uzanmaya ikincil mikro travma Bir arabanın arka koltuğundan bir evrak çantası almak, ağır bir eşyayı baş üstü fırlatmaya çalışmak ve diğer spor yaralanmaları gibi tekrarlayan yukarıya ve arkaya doğru uzanmalar sekonder olarak mikrotravmalara yol açarak teres majör kasında miyofasiyal ağrı sendromuna yol açar. Miyofasiyal ağrı sendromu, kronik bir ağrı sendromudur. Vücudun belli bir bölgesini etkiler. Miyofasiyal ağrı sendromunun olmazsa olmaz bulgusu, fizik muayenede miyofasiyal tetik noktalarının varlığının bulunmasıdır. Bu tetik noktalar olmasına rağmen genellikle etkilenen vücut bölgesinde lokalizedir fakat bazen ağrı genellikle başka alanlara da yansıyabilir. Bu belirtilen ağrı yanlış teşhis edilebilir veya diğer organ sistemlerine atfedilebilir dolayısıyla da uygun olmayan tedaviler verilebilir. Bu nedenle kapsamlı değerlendirme gerekir. Hastalar sıklıkla teres majör kasını tutan miyofasiyal ağrı sendromunu omuzdan aşağıya doğru yayılan üst ekstremite ağrıları olarak tarif eder. Kas travmasına ek olarak, çeşitli diğer faktörler, hastaları miyofasiyal ağrı sendromunun gelişimine yatkın hale getirmektedir. Örneğin alışılmadık fiziksel aktivite miyofasiyal ağrı sendromu geliştirebilir. Bilgisayar başında otururken veya televizyon izlerken kötü duruş da bir faktör olarak suçlanmıştır. Önceki yaralanmalar da anormal kas fonksiyonuna neden olabilir. Bütün bu faktörler olabilir hasta aynı zamanda kötü beslenme durumundan muzdaripse yoğunlaştırılmalıdır veya birlikte var olan psikolojik veya davranışsal anormallikler dahil kronik stres ve depresyon da özellikle myofasial ağrı sendromunun oluşmasına sebep olabilir. Kasda sertlik ve yorgunluk genellikle ağrı ile birlikte görülür ve gittikçe kas işlevleri ve fonksiyonlarını yitirebilir dolayısıyla da tedavisi karmaşık bir hal alarak zorlaşır. Miyofasiyal ağrı sendromu, birinci ve tek hastalık olarak veya radikülopati ve kronik bölgesel ağrı sendromları dahil diğer ağrılı durumlarla bağlantılı olarak ortaya çıkabilir. Psikolojik veya depresyon dahil davranışsal anormallikler sıklıkla kas anormallikleriyle bir arada bulunur ve bu psikolojik bozuklukların yönetimi ne tür bir tedavi verirseniz verin başarılı bir tedavi planının ayrılmaz bir parçasıdır.

Tedavi
Tedavi, miyofasiyal tetik noktayı bloke etmeye ve etkilenen kasta uzun süreli gevşeme sağlamaya odaklanır. Etki mekanizması yeterince anlaşılmadığı için, bir deneme yanılma unsuru genellikle bir tedavi planı geliştirirken gereklidir. Salin solüsyonu ya da lokal anestezikle tetik nokta enjeksiyonlarından oluşan konservatif tedavi başlangıç ​​noktasıdır. Çünkü altında yatan depresyon ve fibromiyaljiden muzdarip birçok hastada anksiyete mevcut olup antidepresanların verilmesi çoğu tedavi planının ayrılmaz bir parçasıdır. Pregabalin ve gabapentinin de fibromiyalji ile ilişkili semptomları hafiflettiği gösterilmiştir. Ek olarak, servikal omurganın fibromiyaljisinin tedavisi için çeşitli adjuvan yöntemler mevcuttur. Sıcak ve soğuğun terapötik kullanımı genellikle ağrının giderilmesi için antidepresanlar ile tetik nokta enjeksiyonları kombine edilir. Bazı hastaların, transkütan sinir uygulaması ile ağrıları azalmıştır. Etkilenen kaslara transkütanöz elektirksel stimülasyon (TENS) uygulanabilir. Egzersiz ayrıca semptomların bir miktar hafifletilmesini sağlayabilir ve bu hastalıkla ilişkili yorgunluğu azaltır. Şu anda FDA tarafından bu endikasyon için onaylanmamış olsa da botulinum toksinin çok küçük miktarlarda doğrudan tetik noktalarına doğru enjeksiyonunun hastalarda başarıyla kullanıldığından geleneksel tedavi yöntemlerine yanıt vermeyenlerde uygulanabilir.