Prof. Dr. Serbülent Gökhan Beyaz

Ozon Tedavisi

Ozon Tedavisi

Ozon (O3) üç oksijen atomundan oluşan, renksiz, kararsız, güçlü okside edici etkiye sahip bir gazdır. Ozon ilk kez Alman kimyacı Schönbein tarafından 1840 yılında keşfedilmiş, Edward Fisch ise 1932 yılında ozonun tıpta ilk kullanımını gerçekleştirmiştir. Ozonterapi, ozon gazı kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Günümüzde ise ozon tedavisi değişik endikasyonlar ile farklı branşlarda kullanılabilmektedir.

 

Doğada ozon iki şekilde oluşur:

Yıldırımlar, şimşekler ve diğer elektriksel doğa olayları ozonun doğal oluşum yollarından biridir. Oksijen molekülü yüksek voltajla etkileşime girdikten sonra bağlar kopar ve iki oksijen atomuna ayrılır, ayrık atomlar diğer moleküllere bağlanması ile O3 oluşur. Güneşten salınan ultraviyole ışınları stratosferdeki oksijen moleküllerinde elektrik akımı oluşturmaktadır. Bu reaksiyon ayrıca, güneşten ultraviyole radyasyon salınımını en çok absorbe edilen bölge olan ozon tabakasını da oluşturmaktadır. Tıbbi ozon, doğal ozondan farklıdır; saf ozonla saf oksijenin belli oranda karıştırılmasıyla oluşur. Uygulamaya bağlı olarak ozon konsantrasyonu 1 ve 100 µg/mL (0.05 – 5 %O3) arasında değişir. Elde edilen tıbbi ozon, hastaya belli dozlarla verilir. Tıpkı ilaçlarda olduğu gibi, ozon uygulamalarında da her hastalıkta farklı doz uygulamaları vardır. Doz ayarlarını size uygun konsatrasyonu doktorunuz belirler.

Ozon terapinin vücuda etkileri ve vücuttaki çalışma yöntemi: Ozon biyolojik ortamlarda düşük miktarda bir oksidatif stres oluşturur. Böylelikle vücutta ozon, oksidatif bir tehdit olarak algılanır. Oluşan bu oksidatif stres vücutta antioksidan savunma sisteminin uyarılmasına neden olur. Ozon kuvvetli bir anti-mikrobiyal ajandır. Ozona dirençli bakteri, virüs, mantar yoktur. Bağışıklık sistemini düzenler. İmmun modülatör etki adı verilen bu etki sayesinde bağışıklık sisteminin ve de metabolizmanın dengeli ve sağlıklı çalışmasını sağlar.

Ozon tedavisi insan vücudundaki iki güçlü potansiyeli olan antioksidan ve anti inflamatuvar potansiyellerini kullanarak tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olur ve vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir çalışma yöntemi vardır.

 

Ozonterapi de beş uygulama şeklinin geçerliliği kabul edilmiştir:

İntradiskal Ozon Tedavisi:

En sık uyguladığım yöntemlerden bir tanesidir. Özellikle bel fıtığı ve boyun fıtığında fıtıklaşmış disk içerisinde görüntüleme cihazları yardımıyla ozon gazı verilmesidir. Çok etkili bir yöntemdir.

 

Majör otohemoterapi:

Hastadan 50 ila 100 mL kan alınır, uygun dozda ozonla karıştırıldıktan sonra hastaya geri verilir (steril ve ozona dayanıklı sarf malzeme kullanılması şarttır. Yoksa istemeden yararının yanında vücuda zarar da verebilirsiniz).

 

Minör Otohemoterapi:

Aynı prensibi kullanarak, minör otohemoterapi diye adlandırılan yöntemde ise ozonlanmış 3-5 mL kan intramusküler yolla hastaya geri verilir. Bu yöntemle bağışıklık sistem aktivasyonu yapılır: Alerjik hastalıklarda ve genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirmekte kullanılır.

Eksternal tedavi: ozon gazını kapalı bir sistemde özel bir plastik bot (ayaklar ve bacaklar için) içinde dolaştırarak ya da vücudun farklı bölgelerine uygun torbalar, folyolar ile gerçekleştirilir. Bu sarf malzemeleri ozona dayanıklı materyalden yapılır. Vücudun tedavi edilecek kısmı önceden su ile nemlendirilir, çünkü ozon kuru bölgelere etki etmez. Bu yöntem açık yaraları, diabetik ülserleri, ameliyat sonrası oluşan lezyonları ve enfekte olmuş alanları tedavi etmekte çok etkilidir. Diğer yöntemler ozonlu saf su (dental tedavilerde) ve ozonlu saf medikal zeytin yağı (cilt eruptionları örneğin egzema, mantar, liken gibi).

 

Rektal (Makat) ozon uygulaması:

O3 gazının rektal yolla uygulandığında direkt olarak hassas barsak cidarı (membranı) tarafından emilir; buna ek olarak tüp ve torbalar tek kullanımlık olduğundan tamamen hijyeniktir ve hasta kendi kendine uygulayabilir. Bu metod genelde barsakların enflamatuar hastalıklarında endikedir ancak son zamanlarda daha az invaziv olmasından dolayı genel sağlık ve yeniden canlanma için kullanılmaktadır.

Ozonun eklem içi enjeksiyonu (intra artikuler yolla ozon verilmesi); adından da anlaşılacağı gibi ozon gazı (eğitimli kişilerce), yavaşca eklem içine enjekte edilir. Ozonterapinin kullanıldığı başlıca hastalıklar:

Diabetes mellitus (şeker hastalığı)

Romatoid artrit

Fibromiyalji

Başdönmesi (Vertigo)

Dolaşım bozuklukları

Nörovejetatif hastalıklar: Alzheimer, parkinson, demans

Pulmoner hastalıklar: Amfizem, KOAH, akut respiratuar stres

Oftalmolojik hastalıklar: Retinitis pigmentosa, katarakt, glokom, yaşa bağlı maküler dejenerasyon

Vasküler hastalıklar: Hipertansiyon, venöz yetmezlik, periferal arteriyel hastalık, venöz staz

Viral hastalıklar: Herpes simplex, herpes zoster, AIDS, hepatit A, B, C, human papilloma virus

Serebral palsi

Alerjik hastalıklar

Kronik yorgunluk sendromu

Sistemik Lupus Eritematozus

Crohn hastalığı

Enflamatuar bağırsak hastalığı

Avasküler nekroz (AVN)

İyileşmeyen kronik yaralar

Diyabetik ayak yaraları

Kanser tedavisinde tamamlayıcı tedavi olarak

Ayrıca ozon tedavisi hiçbir şikâyeti olmayan bireylerin, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde ve yaşlanmanın geciktirilmesinde (anti-aging) de yaygın olarak kullanılmaktadır.